KKI Yönetici Sekreteri’nin Pazar gazetesi Kathimerini’ye verdiği röportaj

Kıbrıs Komünist İnisiyatifi (KKİ) Yönetici Sekreteri Christos Kourtellaris, Pazar günü Kathimerini gazetesine (4 Ağustos 2024) ve gazeteci Andreas Kimitris’e bir röportaj verdi.

Yoldaş, diğer hususların yanı sıra, işçi sınıfının iktidara sahip olacağı bir sosyalizm-komünizm toplumu hedefi için mücadele ettiğimizi vurguladı.

Amacımız, gelecekteki seçimlere katılacak, amblemi onurlu orak ve çekiç olan bir Komünist Parti’nin kurulmasıdır, dedi.

Röportajı gazetede yayınlandığı şekliyle aynen aktarıyoruz:

KKİ’nin kurulmasının ardında hangi ihtiyaç vardı?

İşçi ve halk hareketinin yeniden inşasına duyulan ihtiyaç ve boğucu çıkmazlar yaratan ve yoksulluğu yeniden üreten mevcut sosyo-ekonomik kapitalist sistemin dışında, toplum ve ekonomi için farklı bir perspektif ortaya koyma ihtiyacı. İşçi sınıfının iktidarda olduğu bir toplum için mücadele etme ihtiyacı.

Hangi sistemi öneriyorsunuz?

Bizim algımızda sınıflar var, işçi sınıfı ve burjuvazi, dolayısıyla 2018 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AKEL adayının bir süredir ilan ettiğinin aksine bir sınıf mücadelesi vardır. Dolayısıyla biz işçi sınıfının, yani ülkenin zenginliğini üretenlerin iktidara sahip olacağı bir sosyalizm-komünizm toplumu hedefiyle mücadele ediyoruz. Bu ülkenin yönetiminden geçmiş tüm partilerin aksine, kapitalist sistem çerçevesinde olmayan öneriler ortaya koymaya geldik.

Ancak önerdiğiniz şey uygulandı ve başarısız oldu.

İki yüzyıl boyunca egemen olan, çevreyi tahrip eden ve halklara yıkıcı savaşlar, yoksulluk ve sefalet yükleyen kapitalist sistemin aksine, zayıflıkları ve hataları olan ama aynı zamanda büyük başarılara imza atan 70 yıllık bir uygulama, sistemin başarısız olduğu anlamına gelemez.

Bu sistemi yaşamış olan insanlar, ekmek kuyruğunda bekledikleri o günlere geri dönmeyi hayal bile edemediklerini söylüyorlar.

Tüm anti-komünist propagandaya rağmen, sosyalist ülkelerin devrilmesinden bu yana yapılan tüm anketler, bu ülkelerdeki insanların çoğunluğunun o dönemde, sonrasında olduğundan daha iyi bir zaman geçirdiklerini iddia ettiklerini göstermektedir. Öte yandan sözde serbest ekonomide ise, örneğin Kıbrıs’ta şu anda 150 bin yurttaşımız yoksulluk sınırında yaşıyor.

Çin ya da Küba gibi sizi de kapsayan bir örnek var mı?

Söylemem gereken şey, Devrim Adası ile sıkı bir dayanışma içinde olduğumuzdur, ancak Latin Amerika’nın bağlamı farklıdır. Yarın sosyalizm alanında yer alacak bir ülkenin başka bir ülkeden kopyalanması gerektiğine de inanmıyoruz.

Bugün sosyalizm-komünizm toplumundan bahsetmek kulağa gerici geliyor.

Yine de bunun yeni ve heyecan verici olduğunu söylüyoruz. İnsanlar, özellikle de hala komünist ideolojinin ideallerinden etkilenen gençler inisiyatifimize yaklaştı.

Bir dernek olarak mı kalacaksınız yoksa bir partiye mi dönüşeceksiniz?

Dernek, komünist ve işçi sınıfının çocukları olan insanların çabasının öncüsüdür. Seçimlere de katılacak bir komünist parti yaratmayı hedefliyoruz.

2026 parlamento seçimlerinden başlayarak mı?

Sanırım pozisyonumuz net.

Partinin adı ne olacak ve amblemi ne olacak?

Kendimizi komünist ilan etmekten utanmıyoruz, bu nedenle partinin adı komünist önceliğine sahip olacak. Amblemimiz ise kesinlikle dünya çapında işçi sınıfı mücadelelerinin onurlu sembolü olan orak ve çekiç olacaktır.

Komünist İnisiyatif’in diğer üyeleri gibi siz de AKEL’de siyasi olarak aktif oldunuz, ancak parti içinde mücadele etmek yerine ayrılmayı tercih ettiniz. Neden?

AKEL’in tarihi uzun yıllar boyunca halk ve işçi sınıfı için verilen mücadelelerin tarihi olmuştur. Biz AKEL’in yerine geçmek ya da onu ikame etmek için burada değiliz. Toplumun ve ekonominin farklı bir şekilde gelişmesini önermek için buradayız. AKEL’den ayrıldık çünkü ideolojik ve siyasi olarak bizi kapsamıyor.

Yani AKEL’i komünist bir parti olarak görmüyorsunuz.

Şu anda Kıbrıs’ta komünist bir parlamento partisi yok.

Büyükbabanız Christos Kourtellaris AKEL’in önemli bir üyesiydi. Siyasi olarak özerk olmanızı engellemek için parti tarafından size yaklaşıldı mı?

Hayır, AKEL tarafından herhangi bir müdahale olmadı.

Yunanistan Komünist Partisi(KKE) ile ilişkiniz?

KKE’yi onurlandırıyoruz, saygı duyuyoruz, hayranlık duyuyoruz, ortak bir dilimiz ve ortak vizyonlarımız var.

İşbirliği var mı?

Hayır, işbirliği yok.

Omonoia 29 Mayıs ile ilişkiniz?

Herhangi bir futbol kulübü ile ilişkimiz yok.

Kıbrıs sorununa ilişkin temel pozisyonlarınız nelerdir?

Yabancı ordular ve üsler olmadan, yabancı garantörler ve koruyucular olmadan, bütün ve bağımsız bir Kıbrıs için, tek egemenliğe, tek uluslararası kişiliğe, tek vatandaşlığa ve tek ekonomiye sahip bir Kıbrıs için mücadele ediyoruz. İki kurucu devlet değil, tek halklı bir devlet için mücadele ediyoruz, böylece bugün sunulduğu gibi etnik çatışma yerine çatışmanın sınıfsal doğası vurgulanıyor.

İki bölgeli ve iki toplumlu Federasyon(BBF)’u çözüm için bir temel olarak kabul ediyor musunuz?

BBF’nin bir içeriği var ve bunu Annan Planı’nda ve Crans Montana’da gördük. IGC(?) etnik ayrımı pekiştiren bir çözümdür ve federal değil, iki kurucu devlet arasında konfederal bir çözümdür.

Ancak BM Güvenlik Konseyi kararları tarafından tanımlanan bir çözümün temelini oluşturmaktadır.

İki Bölgelilik BM kararlarının başından beri mevcut değildi. Her halükarda bugün BM’de öyle bir güç dengesi var ki bu NATO ve Türkiye’nin lehinedir.

Siz hangi modeli destekliyorsunuz?

Çözüme bir isim vermek ve tek devlet/üniter devlet, federasyon vs. demek istemiyoruz, ancak herhangi bir çözümü yönetmesi gereken ilkeleri ortaya koyuyoruz.

Kıbrıs sorununu çözme çabalarında Kıbrıslı Türkleri nasıl kullanacağız?

KKİ’da Kıbrıslı Türk üyelerimiz de var. Kıbrıslı Türkler bizim yurttaşlarımızdır ve bu nedenle Kıbrıs sorununun gerçekten adil bir çözümü ve kalıcı barış için emperyalizmle çatışacak birleşik bir sınıf cephesi hedefliyoruz.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali konusunda tutumunuz nedir?

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali kabul edilemez. Ancak Zelenskiy’nin arkasında ABD, NATO ve AB’nin oynadığı kirli rolü de not etmeliyiz. Yürütülen savaş emperyalisttir ve çatışan ülkelerin burjuvazilerinin çıkarları doğrultusunda yürütülmektedir. Bu savaşın faturası hem Ukraynalı ve Rus hem de AB halkları olmak üzere sıradan insanlar tarafından ödenmektedir.

Gazze’deki savaş hakkında?

Bu Gazze’deki bir savaş değildir. Bu, katil İsrail Devleti tarafından Filistin halkına yönelik bir soykırımdır.

AB’den bahsettiniz. Biz de bir üye ülkeyiz. Kıbrıs’ın Avrupa statüsü konusundaki tutumunuz nedir?

Bir süre önce AB’nin gerici karakterini ortaya koyan derinlemesine bir analiz hazırladık. Başka bir toplum için mücadelenin paralel örgütlenmesiyle birlikte AB’den ayrılmak için mücadele ediyoruz.

Yani AB’den ve Euro bölgesinden ayrılalım diyorsunuz. Kıbrıs Lirası’na geri mi dönmeliyiz?

Bir ekonominin karakterini belirleyen şey para birimi değildir. AB üyeliğinden sonra halkın yoksullaştığını, el sanatlarının yok olduğunu, tarım ekonomisinin dibe vurduğunu, küçük ve orta ölçekli işletmelerin ortadan kalktığını ve Kooperatifçiliğin tasfiye edildiğini kanıtlarla ortaya koyuyoruz.

AB üyeliğinin esasen Kıbrıs’ın batı yönelimini belirlediği görüşü vardır.

Bizim için doğru yönelim, işçi sınıfının çıkarları tarafından belirlenen yönelimdir.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *